
5.Uluslararası
Yenilenebilir Enerji Kooperatifleri Zirvesi bu yıl Bursa’da gerçekleştirildi.
Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş.(UEDAŞ) ve Troya Çevre Derneği’nin işbirliği yaptığı projenin
ev sahipliğini ise Nilüfer Belediyesi üstlendi.
Enerji Kooperatifleri ve Ulus ötesi deneyimleri, sektörel işbirlikleri, yeşil mutabakat ve
enerji dönüşümü için yasal mevzuat ve hazırlıkların konuşulduğu programa
Yunanistan, Polonya, Gürcistan, Almanya ve Sırbistan’dan da konuşmacılar
katıldı.
Programın ev sahipliği konuşmasını yapan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem,
“Nilüfer Belediyesi küresel iklim değişikliği ve bununla mücadeleyi
sürdürebilmek politikasını benimsemiştir. Sera gazının azaltılması ve iklim
değişikliğine uyum faaliyetlerini giderek yoğunlaştırıyoruz. Özellikle
Türkiye’de karbon salınımının azaltılmasına yönelik başkanlar sözleşmesine imza
atan, ilk on belediyeden bir tanesi Nilüfer Belediyesi olmuştur. 2014 yılında
imzalanan başkanlar sözleşmesi kapsamında Nilüfer’de karbon emisyonunun 2030
yılına yüzde 40 oranında azaltılmasını hedefliyoruz. Bütün çabamız daha
yaşanılabilir, temiz ve duyarlı bir Nilüfer için.
Bütün Türkiye’de birçok belediye ve yerel girişimler
yenilenebilir enerji yatırımlarıyla kablolu salınımını azaltmak ve kentleri daha
yaşanır kılmak için çalışmalar yürütüyor.
Troya çevre derneği tarafından Nilüfer Belediyesi ve UEDAŞ’ın iş
birliğiyle bu yıl 5.si Bursa’da düzenlenen yenilenebilir enerji kooperatifleri
konferansının bu anlamda farkındalık yaratmak ve deneyimlerini paylaşmak
açısından işlevsel olacağını ben de düşünüyorum. Katkı koyan tüm katılımcıları
çok teşekkür ediyorum” diye belirtti.
Uludağ Elektrik
Dağıtım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili İsmail Ergüneş enerji sektörünün
büyük bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini ifade ederek, “Bugün
baktığımızda çevre sorunları, sürdürülebilirlik, kadının güçlendirilmesi,
gençler dünyamızın ülkemizin en önemli meseleleri arasında yer alıyor. Bir
değişim içinden geçtiğimiz kesin. Bu değişim bütün toplumsal sorumluluğu olan
aktörlere sorumluluk yüklüyor. Özellikle bizim gibi tüm bölgeye, üretici
güçlere bölgenin bütün sosyal, ekonomik yapısına dokunan yapılara daha da fazla
sorumluluk yüklüyor.
Biz kurumsal olarak daha sürdürülebilir bir çevre ve aynı
zamanda kadınların sorunlarına ve güçlendirilmesi destek olma, gençlerin sorunu
ve daha fazla istihdam için bunlarla ilgili şirketimizin bir rolü olduğu
konusunda şirket yönetimi olarak hem fikiriz. Bu projede gündeme geldiğinde
açıkçası biz bundan heyecan duyduk. Biz inanıyoruz ki, eğer çevre sorunları ile
baş edeceksek, daha sürdürülebilir bir ekonomi inşa edeceksek bu artık daha
paylaşımcı, katılımcı ve daha üretken yapılarla mümkün olabilir.
Tüm meslek odalarının böyle bir yapının altında birleşmesi
hem güçlü bir STK inşası anlamında ve bütün tecrübelerin paylaşılarak ortak
değerin çoğaltılması anlamında güzel bir örnek. Dolayısıyla enerjinin tabana
yakılarak katılımcılığın arttırabilmesi ve yeşil dönüşüm sağlanması açısında
doğru bir adresteyiz. Ben organizasyonu düzenleyen paydaşlara bir enerji
profesyoneli olarak şükranlarımı sunuyorum. Bu değişim kaçınılmaz, biz ne kadar
çaba sarf edersek o kadar güçlü bir gelecek inşa ederiz” dedi.
Troya Çevre Derneği Yönetim
Kurulu Başkanı Oral Kaya enerjide kooperatifçiliğin önemine dikkat
çekerken, “Enerji kooperatifleri özellikle yerelde yaşayan, belli bir bölgede
olan insanların kendi elektrik ihtiyaçlarının kendilerinin karşılayabilmesidir.
Bu devlet üzerindeki büyük yükün azaltılmasıdır. Devletin fosil yakıtlara
vermiş olduğu enerji üretimin açısından desteğin de ortadan kaldırılmasıyla
dönüşüm gerektirdiğini gördük. Enerji
kooperatifleri yereldeki ekonomik çok güçlü unsurlarıdır. Çünkü yerelde
kuruldukları için o yereldeki hizmet ve çalışmayı etkili şekilde yapabilirler.
Avrupa’daki Yenilebilir Enerji Kooperatifleri Birliği
geçtiğimiz sene yaptığı araştırmada kıta Avrupası’nda bunun içinde Türkiye,
Ukrayna ve doğu Avrupa ülkeleri de dahil, 2050 yılında elektrik enerjisinin
yüzde 40’ının yenilebilir enerji kaynaklardan değil, topluluk bazlı yani
kooperatiflerle enerji üretimini sağlayacağını gösteriyor. 2050’de ürettiğimiz
elektriğin yüzde 40’ını sahipleri yani tüketiciler üretecektir. Burada
özellikle UEDAŞ gibi dağıtım kurumlarına veya daha büyük enerji üreticilerine
daha da büyük sorumluluklar düşmektedir. Daha küçük kapasite ile üretilen
enerjinin daha etkin bir şekilde kullanılması için koordinasyon çalışması
yapılacak. Yenilebilir enerjinin bu şirketler tarafından da uygulanması süreci
daha da önemli kılmaktadır” diye konuştu.
Paylaş